Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Hikayelerim 1
Sayfalar
İçindekiler
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11 12 13 14 15
16 17 18 19 20
21 22 23 24 25
26 27 28 29 30

 

 

  

27/8/2000

 

ESRARKEŞ

 

 

 


Yaz  ayları idi, Kapalıçarşı' da akşam saatlerine yakın işler biraz hafiflemiş, halıcı olan genç, komşusu olan kuyumcu kardeşlerin iç bedestenin halıcılar kapısında karşılıklı olan iki ufak mağazasından  birinde oturmuşlar muhabbet ediyorlardı. Bir müddet sonra içeriye gençten yabancı uyruklu bir çocuk girdi. Delikanlı halıcı gençten birkaç yaş küçüktü. Yabancı gencin İstanbul' da oturduğu ve Shell şirketinin Türkiye genel müdürünün oğlu olduğu sohbette ortaya çıkıyordu. Bir saat kadar hep birlikte sohbet ettiler. Sohbetin sonuna doğru çocuk derdini dile getirmeye başladı. Kapalıçarşı' ya esrar bulmak için gelmişti. Arkadaşları ile esrar partisi yapmak istiyorlardı.

 

Esrarı nereden bulacağını bilmediğinden onlardan yardım istedi. Tanıdığı olan kuyumcular böyle bir şey yapmamasını, cezaların çok ağır olduğunu, yakalanırsa hayatının kayacağını söylediler ama nafile, çocuk esrar bulmakta kararlıydı. Halıcı genç kuyumcu arkadaşlarına göz ederek, söze girdi: " Mademki kararlısın, başkalarından esrar alırken yakalanıp kodese gireceğine, benim tanıdıklarım var, ben onlardan alayım, sen de benden alırsın, böylece riskini azaltırız " deyiverdi. Yabancı genç havalara uçmuştu. Anlaşmayı yapmak, randevuyu ayarlamak, parayı almak için yandaki halıcı dükkânına geçtiler. Halıcı olaya esrarlı, müthiş bir macera süsü vermeye başlamıştı bile. Halıcı dükkânından içeri girince fısıltı halinde konuşarak, önce parayı istedi. Sonra malı Nuruosmaniye camiinin bahçesinde nasıl teslim edeceğini anlatmaya başladı.

 

Bundan sonra biz birbirimizi asla tanımıyoruz. Daha önceden de asla tanımamıştık. Yarın akşam saat altıda sen Kapalıçarşı' dan çıkıp Nuruosmaniye camiinin avlusundan geçen yoldan hızlı adımlarla geçerken, ben de cami avlusunun Cağaloğlu kapısından girip avlunun ortalarında karşılaşacağız. Benim elimde bir kese kağıdı içinde üzüm paketi olacak, üzümlerin altında esrar plakasını jelatin içinde bulacaksın. Daha sonralarda mala ihtiyacın olursa kuyumcu arkadaşlara talebini ileteceksin, o zamanda ben hep saat 18.00 de aynı yerden geçerken sen süratle parayı avucuma sıkıştıracak ve elimdeki kese kâğıdını alacaksın. Çocuk senaryoyu iyi anlamıştı, heyecanla çıkıp arkasına bakmadan uzaklaştı.

 

Halıcı genç o gün dükkânını kapayıp, çarşıdan Samatya’ daki evine doğru yola çıkarken, çarşı civarındaki baharatçı dükkânlarından kına almayı ihmal etmedi. Eve geldiğinde yanında getirdiği jelatin kâğıdına kınayı koyarak ütü ile bastırdı. Kına kaskatı kesilene kadar jelatine sarılmış kına paketinin üstünde ütüyü tutu. Bir müddet sonra istediği neticeyi elde etmişti. Jelatindeki kınanın esrar tabletinden farkı kalmamıştı. Bunu benim diyen esrarkeşin fark etmesi mümkün değildi.

Ertesi gün bu küçük kına paketini aldığı bir kilo üzümün altına yerleştirerek kesekağıdındaki üzümle randevu yerine gitti. Karşıdan gelen çocuk çok heyecanlı görünüyordu. Yürümesi kaskatı olmuş, robot gibi bir hal almıştı. Camiinin avlusunda karşı karşıya geldiklerinde çocuğun heyecandan neredeyse bayılacağı yüzünden anlaşılıyordu.

 

Çocuk Türkiye' de görevli olan babasının yanında yaz boyunca kaldı. Esrar partisi düzenleme işi her iki hafta da veya her 3 haftada bir oluyor, arkadaşları arasında esrar temin eden sosyete çocuğu olarak prestiji artıyordu. Arkadaşlarının hepsinin de bu konuda acemi olduğuna hiç şüphe yoktu. Götürdüğü maldan hiç şikayet gelmedi, hepsi de esrar içme psikolojisi içinde kına çekiyorlar, psikolojik olarak kafayı buluyorlardı. Yaptıkları işte nikotinin zararından başka zararlı bir şey yoktu.

 

Yaz bitmiş, çocuğun Amerika' daki okuluna dönme zamanı gelmişti. Kuyumculara telefon ederek vedalaşmaya geleceğini bildirmişti. Halıcı genç esrar diye verdiği kınalardan elde ettiği gelirden üzüm paralarını düşerek bulduğu rakamın bedeline denk düşen küçük bir kilim hazırladı ve çocuğu beklemeye başladı. Çocuk akşama doğru kuyumcuya geldi. Halıcının önünden geçmesine rağmen hala o tarafa bakmaya cesaret edemiyordu. Bir birlerini tanımamaya söz vermişlerdi.

 

Yabancı genç kuyumcu dükkanına girdikten bir müddet sonra,halıcı genç te elindeki paketle kuyumcu arkadaşlarının yanına gitti. Kuyumcular olanlar ve olacakları bildikleri için yüzlerinde geniş bir tebessüm vardı. Halıcı genç elindeki paketi yabancı gence uzattı. Çocuk şaşırmıştı. Bu paket de neyin nesiydi? Halıcı  genç usul,usul olanları anlatınca çocuk birden kahkahalara boğuldu. Hiç böyle bir faka basmamıştı. Ertesi gün gidiyordu,iyi bir yaz geçirmiş,arkadaşları arasında esrarkeş olarak ünlenmiş,kendine göre bir prestij sağlamış,esrara harcadım diye bildiği paralarda birikip bir kilim olmuştu. Bu kilimi hayatı boyunca saklayacak aldığı dersi hiç unutmayacaktı. Çocuk halıcıya ve kuyumcu arkadaşlara teşekkür etti. Öpüşüp,ayrıldıktan sonra bile hala gülmesi geçmemişti.

 

 

 

ERDOĞAN ILDIZ

 

 

 

1 2 3 4 5 6 7 8
 
 

 
 

17 18 19 20 21 22 23 24
 
 

25 26 27 28 29 30    
 
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz