Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Türk Halıcılığının Sorunları ve Çözüm Önerileri
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7

8

9 10
11 12 13 14

15

16 17      

 

 

   

IX. EL DOKUMASI YAYGILARLA İLGİLİ İHRACAT FORMALİTELERİ, İSTATİSTİK, İDARİ KADEMELER KONUSUNDA MEVZUATIN ÖNEMİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ :

 

Konunun önemi :  Bin bir güçlükle malını hazırlayan, müşteri bulan ihracatçı, malını ihraç etmeye gelince, dağ gibi birtakım formalitelerle uğraşmak zorundadır. Avrupa ile entegre olmaya çalıştığımız şu sıralarda, konuya acilen çözüm getirmemiz zorunludur. Oradaki uygulamalar doğrultusunda hareket etme imkanı yaratılmazsa, ihracatımız ezilecek, lüzumsuz birtakım külfetlerle zaten yetersiz olan kaynaklarını boş yere tüketecektir. Konuyu iyi vurgulamak için Avrupa ‘daki ve bizdeki uygulamaları karşılaştırmakta yarar vardır. Örneğin, Hollanda ‘da el dokuması yaygı ihraç etmek isteyen bir tüccarın yapmak

zorunda olduğu işlemi bir görelim : Tüccar malını satar. 1. Fatura keser ; bu fatura 3 nüshadır. Biri müşteriye, biri nakliyeciye verilir. Biri de kendinde kalır. 2. Bir de istatistik formu mevcuttur. Bu form da 3 nüsha olarak tanzim edilir. Biri istatistik bürosuna, biri müşteriye gümrük damgasını müteakiben gönderilir. Biri de satan firmada kalır. Kişi tüm olayı ya kendi vasıtaları ve imkanları ile yapar ( bu durumda nakliyeciye bile gerek kalmaz ) . Ya da malla beraber bu 2 dokümanı nakliyeciye verir. Nakliyeci malı gümrükten geçirirken gümrük damgalarını alır ve malı müşteriye teslim eder. Bu iki evrakın haricinde hiçbir muamele söz konusu değildir.

         Bir de bizdeki duruma bakalım. İhraç işlemi pek çok muameleyi ve ve evrakı zorunlu kıldığından ve de ihracatçının tüm bu işlemleri kendisinin takip etmesine zaman, görgü, bilgi yönünden imkânı olmadığından, birtakım külfetleri göze alarak bazı mekanizmaları kurmak veya kullanmak zorunda kalmaktadır. Meselenin can alıcı noktası, işlemin çok ve karışık olmasıdır. İşlemden gözü korkan ihracatçının, süratle bu düzeni alması zorunlu hale gelmektedir. Şimdi bu işlemleri görelim.

         Malını satan ihracatçı, çeki listesi ile beraber, ihracat bilgi formunu, muameleleri takip edecek gümrükçüye yollar. Gümrükçü, bu belgelere göre Ticaret Odası ve müzeye başvurarak eksper ister. Eksperler gelip kurşunları sıkarlar. Bu hem lüzumsuz hem de külfetli bir işlemdir. Zaman kaybı, iş gücü kaybına neden olmakta, faydadan çok zarar getirmektedir. Ülkeye hiçbir yararı yoktur. Müzenin el koyacağı birkaç parça, zaten başka kanallardan yurt dışına çıkarılmaktadır. Kaldı ki, birkaç parça için koyulan bu önlemlerin halıcılığa getirdiği maliyet, o tür halıların  maliyetinin yüzlerce mislisidir. Bu işlem yerine, müzelere bu maliyetlerin yüzde biri tahsis edilse, mucizelerimiz bu fonlarla dünya pazarlarında, istedikleri malları serbest piyasadan alabilirler, pek çok da fonları artar. Müzecilik, koleksiyonculuk bir kültür sorunudur ve polisiye tedbirlerle bu işler yapılamaz. Diğer yandan müzelerimizin engelledikleri malları satın alacak fonları da yoktur. Eksperlik olayı üzüm yemek durumundan çıkıp bağcı dövmek konumuna gelmiş bir müessesedir.

         Eksper olayını müteakip gümrükçü, harıl harıl doküman hazırlayıp, bu dokümanları çeşitli yerlerde koordine etmek durumundadır. Bazen küçük bir ihracat için hazırlanan evrak, koordine edilen yerler ve gümrükçünün istediği ücret, ihraç edilen malın diğerinin üstüne çıkmaktadır. İhracatçı onlarca evrak imzalamak durumunda kalmaktadır. Bu kadar işlem birtakım yerlerin istatistiklerinin sıhhatli olması için zorunlu ise, bu sıhhatli istatistiklerin ne işe yaradığını ve nerede olduklarını sormak gerekir. Ortada sıhhatli bir istatistik de mevcut değildir. Bu istatistik işinin Avrupa’daki gibi bir merkezde toplanmasının yararı vardır. İsteyen bu merkezden konu ile ilgili bilgi alır ve bu çile de biter.

 

A)  El dokuması yaygıların ihracatı ile ilgili idari kademelerde personelle ilgili sorunları ve çözüm önerileri:

 

Türkiye ‘de idari kademelerin dış ticarete bakış açıları, yeni yeni üst kademe yöneticileri arasında olumlu bir yörüngeye oturmaktadır. Ancak günlük işleyişte işi götüren ekiplerin konuya yaklaşımları farklıdır. Türk toplumu genellikle ticari nosyonu aileden ve okuldan alamamakta ve konuya yabancı kalmaktadır. Ticari nosyonu almış, dış dünyaya açık kişilerin sayısı toplumumuzda azdır. Pek çok kişi ticarete önyargılı olarak, kuşkulu bakmaktadır.

         Bu çıkış noktasından olaya bakan memurun maaşı da yeterli değildir. Muamelesini yaptığı ticari olaya konu olan miktarlar memura ürkütücü boyutlarda gelmekte ve hata yapmamak için azami gayret sarf edilip, sorumluluk almaktan kaçmaktadır. Bu parasal farklılıklar, zaten önyargılı olan kişinin iş tutuşunu etkilemektedir. İhracat işlemlerinin tüm kademelerinde iş tutan personele, ihraç olayının sebep sonuç ilişkileri hakkında paneller düzenlenerek eğitim verilmesi zorunludur. Üst düzey yöneticilerinde hissedilen olumlu yaklaşımların alt kademelere geçirilmesi şarttır. Bu işlev, ihracatçı birlikleri tarafından organize edilmelidir. Böyle bir eğitim programının çok titiz  bir şekilde hazırlanması zorunludur.

 

B)  El dokuması yaygıların ihracatı ile ilgili idari kademelerde adresle ilgili sorunları ve çözüm önerileri:

 

Ülkemizde, el dokuması yaygılar için pek çok kamu ve özel sektör kuruluşu canla başla çalışmaktadır. Ancak işin sahibinin kim olduğu belli değildir. Bu konunun net olmaması, iş tariflerini etkilemekte, iş ortada kalmaktadır. Ortada İstanbul Halı İhracatçıları Birliği, İGEME, Halıcılık Vakfı, İTO vs konu ile ilgili kuruluşlar vardır ve bu kuruluşlar birtakım çalışmaları yürütmektedir. Tüm bu kuruluşların faaliyet alanları net ve bir birleri ile koordineli değildir. İhracatı geliştirmek için gerekli program ortaya konmalı, bunun sevk ve idaresini bir kuruluş üstlenmeli, diğerleri ile koordineli çalışmaları götürmelidir. İşin sahibi ve çalışma programı net olmalıdır. Şu andaki uygulamada herkes işi bir yönü ile tutmakta, işe kurmaylık yapacak bir makam bulunamamaktadır. İşin sahibi bilfiil ihracatı gerçekleştiren ihracatçılardır ve sektör bir birlik etrafında vücut bulmuştur. Birlik konuya sahip çıkmalıdır. Çalışma programlarını gözden geçirerek ana fikre uyumlu aktif etkinlikler düzenlenmeli, Halıcılık Vakfı ve İGEME ile ortak çalışmalıdır. Olay geniş bir perspektifle ele alınınca, diğer kuruluşların çalışma programları da etkilenecek, taraflar top yekün harekete geçecektir. İşleyişin şu şekilde dizayn edilmesinde yarar vardır. Sektörün talepleri, eğilimleri Birlik tarafından toparlanıp, yön verilip, konu Vakıf tarafından hayata geçirilmeli, İGEME vasıtası ile de devletle koordine edilmelidir. Bu kopukluğun bir an evvel giderilmesi, konunun sahibinin kim olduğunun vurgulaması şarttır.

 

C)  El dokuması yaygıların ihracatı ile ilgili idari kademelerde slogan sorunu ve çözüm önerileri:

 

Türkiye ‘de son zamanlarda ihracatın önemi anlaşılmış, konuya üst düzey idari kademelerin yaklaşımı değişmiştir. Devlet büyüklerimiz artık bir tüccar gibi davranabilmekte, ihraç ürünlerimizin dış pazarlarda alıcı bulması için ellerinden gelen tüm imkanları seferber etmektedirler. Batı pek çok konuda olduğu gibi bu yaklaşımda da bizden oldukça ileridedir. Bir İngiliz kraliçesi ihraç ürünlerinin pazarlanmasında, döviz girdisi sağlayan bir ürün veya hizmetin yaygınlaşmasında çok önemli rolleri severek üstlenmektedir. Devletin, ordunun çeşitli kademeleri, batıda bir tüccar gibi hareket etmektedir. Başlar böyle hareket edince, zaman içinde alt kademelerin davranışları da bunla uyumlu hale gelmiştir. Daha önceki bahiste anlattığımız gibi bizde hareket henüz tabana yayılmamıştır." Her şey ihracat için " sloganı tabana yayılmalıdır. Bu bilincin yerleşmesi için optimist, ısrarlı programların ortaya çıkarılması şarttır. Slogan bir programa bağlanmadığı takdirde her şey laftadır. Slogana Birlik sahip çıkmalı, diğer kuruluşlarla koordineli, aksayan konuları gidermeli, hareketi tabana yaymalıdır.

            

 

Sayfa 12

 
 
 

1

2 3 4 5 6 7
 

8

9 10 11 12 13 14

15

16 17        


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz