Erdoğan ILDIZ    Kitaplarım İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Milas Halıları
  Önsöz
  İçindekiler
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11 12 13

 

 

 

B-Yörenin genel tarihine toplu bir bakış:

  

Tarih

Açıklama

3000

Yöre halkının Fenike’den gelerek bu yöreye yerleştiği sanılıyor

1300

II. Ramsesin yöreyi işgali

1000

Turuva yenilgisi üzerine Dorların yöreyi işgali

750

Arselis’in Gyges’e Lidya tahtını ele geçirmesi için yardım edişi – Milas hakkında bilinen en eski tarihi olaydır –  kutsal balta olayı -

500

Şehrin Pers tiranları tarafından yönetilmesi

480

Şehrin Delos konfederasyonuna  girişi- Helen ağırlıklı idare-

400

Şehrin pers denetimine tekrar girişi

350

Kral Mausolos yönetiminde şehrin en parlak çağını yaşaması

325

Büyük İskender tarafından şehrin zabdedilişi

250

Şehrin Persler tarafından tekrar işgal edilişi

200

Şehrin Suriye’nin kontrolüne girişi

133

Kentin Romalılar tarafından işgali

0

MİLAT

395

Şehrin Bizanslılar tarafından idaresi - Roma dan kopuş –

800

Abbasi hükümdarı Harun-i Reşit tarafından şehrin ele geçirilişi

862

Harun-i Reşit tarafından zabdedilen şehirin tekrar Bizansa geçişi

1261

Muğla ilinin Elbistan beyin oğlu Menteş bey tarafından Bizans’tan alınışı

1284

Şehirde Menteş beyliği dönemi

1390

Yıldırım Beyazıt tarafından Menteş beyliğinin Osmanlı birliğine ilhakı

1402

Timur tarafından Menteş beyliğinin yeniden canlandırılması

1405

Menteş beyliğinin Osmanlı egemenliğini tanıması

1424

II. Murat tarafından Menteş beyliği egemenliğine son verilmesi ve beyliğin  bir Osmanlı sancağına dönüşmesi.

1500

Yahudilerin İspanyadan kaçışları ve Osmanlı topraklarına kabulleri

1522

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos un ve Bodrum kalesinin Saint Jan şövalyelerinden alınması

1811

Menteşe sancağının Aydın eyaletine bağlanışı

1863

Yunan saldırılarından bezen Türk halkın Girit’ten Bodrum,Milas,Köyceğize göçü

1877

Osmanlı – Rus savaşından sonra Plevne,Ziştori,Rusçuk yörelerinde yaşayan Türklerin Menteşe bölgesine yerleştirilmeleri.- Kazak kökenli göçmenler –

1890

Mısır Hidvi Abbas Hilmi paşanın Dalaman çiftliğini kurması ve yöreye Sudan asıllı köle tarım işçilerini getirmesi

1908

Avusturya’nın Bosna-Hersek i işgali sonrası Menteşe yöresine gelen göç dalgası  – Boşnak ,Arnavut kökenli göçmenlerin yöreye yerleşmeleri –

1913

Balkan savaşı sonrası Manastır göçmenlerinin yöreye gelişi

1918

Mondros mutakeresi sonrası açılımlar

1923

Sevr anlaşması sonrası açılımlar- mübadele neticesi yer değiştiren topluluk ve kültürlerin bir birlerinden etkilenme süreçlerinin başlaması.

1965

Yunanistan’a Rum göçünün, İsrail’e Yahudi göçünün ve Amerika ile Fransa’ya Ermeni göçünün artışı - bu azınlıklar o yıllarda nüfusun %10 civarını teşkil  ediyorlardı – kültür,sanat ve ticaret konusunda etkinlikleri oldukça fazlaydı.

1985

1985   Ildız halı çiftliğinin Milas’ta devreye girişi

Yukarıdaki sıralamadan da görüldüğü gibi yörenin kültür mozaiğine etki eden pek çok gelişme yörede yaşanmıştır. Bu gelişmelerin halıda kendini nasıl gösterdiğinden yola çıkarak zaman sürecinde gezimizi tamamlamaya çalışacağız. Öncelikle Türklerin bu yöreye gelene dek yörede halıcılıkla ilgili bir kayıtın olmadığını belirtmekle işe başlamak gerekiyor. Ancak Türklerin bu yöreye yerleşmelerini müteakip ,yörenin mevcut kültür yapısından da etkilendiklerini belirtmekte yarar var.

Bu yöreye yerleşmeye gelen Türkmen boyları 2 şekilde yöreye intikal etmişlerdir. Bu 2 şeklin en belirgin yöntemi olarak şu güzergah karşımıza çıkmaktadır. Horasandan kalkan Türkmen boyları ,İran Selçuklu devletinin kurulmasını fırsat bilerek 1071 Malazgirt savaşını mütakip,Bizansa karşı alınan zafer sonrası şu güzergahı kullanarak Milas’a kadar gelmişlerdir. Bir kol Kafkasya üzerinden ,bir kol da İran üzerinden gelerek Kahraman Maraş civarlarında – Elbistan da – bir araya gelmişler. Buradan bir kol Suriye tarafına inerken diğer bir kol Konya üzerinden Denizli ve Denizliden Tavas üzerinden Milas’a kadar inmiştir. Yöreye intikal eden 2. Kol da deniz yolunu kullanmıştır. Konya üzerinden Antalya ve Adana’ya inen Türkmen boyları buradan deniz yolu ile Girit,İslamköy ve bezeri Ege adalarına ulaşmışlar ve bu adaların üzerinden Milas civarlarını zabt ederek Menteşe beyliğini kurmuşlardır. Menteşe beyliğinin merkezi uzun müddet Milas ta bulunan Beçin kalesi olmuş,bu durum Milas halıcılığını da derinden etkilemiştir. Menteşe beyliği yarı korsan yarı denizci pek çok ünlü komutanı yetiştirmiş bir beylik olma yapısını da uzun yıllar sürdürmüştür. Başta Turgut reis ve  Cezairli Hasan paşa ( 1710-1790 kendisi aslen  Fethiye’nin yaka köyündendir )  olmak üzere pek çok ünlü Osmanlı amirali ve denizcisi Menteşe beyliği kökenlidir.

Kara yolu ile bölgeye intikal eden Türkmenlerin getirdiği halı desenleri ile deniz yolu ile gelen Türkmenlerin getirdikleri halı desenleri farklılaşmış ,yöreye ayrı bir çeşitlilik katmıştır. Ayrıca çeşitli nedenlerle 15. Yüzyıl sonrası yöreye İspanyadan göç eden Yahudiler ve onların ilişki ağları bölge kültür ve sanatında etkili olmuştur. 19. Yüz yıl sonu ve 20. Yüz yıl başında balkanlardan ve Rusya’dan bölgeye olan göçler de kültürün çeşitlenmesi ve zenginleşmesinde önemli rol oynamışlardır. Anlattığımız tüm bu etkilerden dolayı Milas halıları çok zengin bir desen ve renk çeşitliliğine sahiptir. Günümüzde bu renk ve desen çeşitliliğinden fazla eser kalmamıştır. Bunun sebebi de hem tüketici hem de aracı tüccarın cahilliğinden kaynaklanmaktadır. Aracı tüccar cahil ve kolay yoldan para kazanmayı hedefleyen biri olunca alıcısını yani tüketiciyi de eğitmekten kaçarak sadece sevilen birkaç desen üzerine yoğunlaşmakta bu da yörede mevcut pek çok güzel desenin kaybolmasına neden olmaktadır. Yörede son zamanlarda yaşanan bu gerçeğe rağmen bazı desenlerin yozlaşmadan yaşaması sevindiricidir. En eski Milas desenlerinden biri olan lale ve karanfillerin stilize olarak resimlendiği desen en çok uygulama alanı bulmuş bir desendir.  ( Bakınız klasik Milas resmi ) bu desen Konya Selçuklularının devlet sembolü olan lale ve karanfili günümüze taşıyan önemli bir Milas deseni olarak karşımıza çıkmaktadır. Önceleri namazlık şeklinde dokunan mihraplı Milas halılarının bu belirgin özellikleri günümüzde ticari kaygılarla değiştirilerek mihrapsız şekilde dokunmaya başlanmıştır. Bu durum eski Milaslar ile yenileri arasında vurgulamamız gereken önemli bir farkı ortaya çıkarmıştır.

Evet menteşe beyliği  zamanında Türkmen boyları hem karadan hem denizden Karya yöresine geliyorlar. Bu bölgeye geldiklerinde yörede ne ile karşılaştıklarına bakarak yolumuza devam edelim. Karya’ya çağlar boyu baş şehirlik yapmış olan Milas şehri de diğer Karya şehirleri gibi asırlarca Bizans’ın kontrolünde olmuş ve Ortodoks Hıristiyan bir inançla toplumsal yapısını sürdürmektedir. Gelen Türkmen boyları Horasandan kalkmış,İran üzerinden Anadolu’ya girmiş boylar olduğundan ,bunların inanç yapısı da ahilik üzerine kurulu alevi inancına ve yaşam tarzına sahip boylardı. Gelen Türk boyları her ne kadar işgalci bir hüviyet taşıyorlarsa da ,hiçbir zaman yöreye kalabalık guruplar halinde gelmemişlerdi. Yani işgal edenlerin sayısı işgal olunanlardan çok azdı. Fetihçilerin yöreye yerleşmeleri yüz yıllar sürdü. Bir bakıma halen de tam olarak Anadolu’ya yerleştiğimiz söylenemez. Konuyu fazla dallandırmadan gelen Türk aşiretlerinin bölgeye yerleşme sürecinden somut örnekler vermek gayesi ile bundan 250 sene evvelki duruma bir göz atalım.

Türklerin akıncı sistemine göre öncü kuvvetler yöreye gelip sınırları genişletme olanakları yaratıyorlar. Bu akıncı kuvvetler ahilik esasına göre teşkilatlanmış Türkmen boylarından oluşuyor. Daha sonraları savaş esaslarına göre meydan muharebesi  yapılarak düşman kuvvetlerinin beli kırılıyor,en son aşamada da yüz yıllar süren göçebe yerleştirme safhası başlıyor. Sistem böyle işlerken işgal edilen topraklar savaşlarda kahramanlık gösteren beyler arasında pay edilerek düzen ve vergi elde ediliyor,sancağın bağlı olduğu merkezi kuvvet ( padişah,sultan,vs ) de bu beylerden vergi ve askeri kuvvet  topluyor. Yani yeni gelen Türkmen boylarına bağlı aşiretler ile Karya’da yerleşik  Ortodoks Hıristiyan halk çoğu zaman yan yana yıllar boyu yaşamlarını sürdürüyorlar. Onlar mı bizi,biz mi onları asümüle ediyoruz orası hala tartışmalı bir konu. Bu asümülasyon işinin ne kadar yavaş seyrettiğini belirtmek için 1914 yılına gelindiğinde Menteşe sancağında yaşayan 190.000 nüfusun 20.000 inin hala Ortodoks Hıristiyan olduğunu belirtmekte yarar var. Menteş beyliği 1261 de yörede Bizans hakimiyetine son veriyor  1914 yılında yani aradan 653 sene geçtikten sonra bile yöre nüfusunun %10 dan fazlası Rum diye tabir edilen Ortodoks Hıristiyan mezhebine  bağlı Karyalılardan oluşuyor.

Yukarıdaki açıklamanın ışığında,yerleşme sürecine daha somut bir örnek verebilmek için günümüzden 250 sene geriye gidip ,1750 li yıllara baktığımızda Muğla yöresinde  ( Eskiden Karya daha sonraları Menteş sancağı deniliyordu ) devlet e  ait toprakların işletmesi 3 aile tarafından yapılmaktaydı. Bunlar:

1.    Tavaslıoğulları – ( Söke çiftliği -Yaşyer çiftliği - Karaova çiftliği )

2.    Hasançavuşoğulları

3.    Abdulazizağaoğulları

Milas halılarının yoğunlukla dokunduğu yöre olan Karaova çiftliği mıntıkası konumuzu ilgilendirdiği için biz Tavaslıoğlu sülalesinin peşine düşüp araştırmalarımızı derinleştireceğiz.

1858 yılından sonra devlet toprakları satlığa çıkarılmış Hacı Kadı bu toprakları satın almıştır. Daha sonraları Datça çiftliğini kendine tutan hacı kadı diğer yerleri başkalarına bırakmıştır. Milas yöresindeki araziler de Abdulazizağaoğulları tarafından satın alınmıştır. Milas Varvil de ise toprak sahibi olarak Hacı Protromoslar eğemen gözükmektedir.

Milas halılarının yoğun olarak dokunduğu bölge Tavaslıoğlunun idare ettiği topraklarda olduğundan günümüzden 250 sene evveliyatına gidip gelişmelerin nasıl olduğunu anlamak için yörede halıcılık konusunda ün yapmış çeşitli  kişiler ve bölgede ekonomik ve siyasi idarede söz sahibi olmuş aileler ile yaptığımız görüşmeleri nakledelim ve bunlardan çıkan sonucu toparlayarak halı bölümüne geçelim istiyoruz.

Sayfa 2

 
 
 

 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz