Erdoğan ILDIZ    Kitaplarım İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Milas Halıları
  Önsöz
  İçindekiler
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11 12 13

 

 

VII.         Milas yöresinde dokunan halıların teknik özellikleri:

A.   Yün :

Milas yöresinde rastlanan 4 tip halıdan tümünde de halen kirman ipine rastlamak mümkündür ,çıkrık ve kirmanla eğrilen bu tip ipler için genellikle en iyi  yünler kullanılmaktadır. Bu yünler ise 35 mikronu aşmayan kuzunun sırt ve boyun yünlerinden elyaf uzunluğu 10 cm in üzerindeki yünler tercih edilir. Ancak genel üretim içinde bu tip yün kullanımı genelin %5 ini bile bulmaz. Üretime imtina eden köyler fabrikada çekilmiş beyaz ipi tüccardan satın alır,aldığı ipi sıcak su ile yıkayıp aklar ,sonra kendi usulüne göre boyar. Köylü aldığı ipin kalitesine özen gösterir mevcutlar arasından kaliteye özen gösteren fabrikanın ipini seçer. İşi ticarete dökmüş köyler ise boyalı ipi tüccardan hazır alır,bunla halısını dokur. Bu hazır ipler genelde tabak yünü ve bir miktar yapağı ihtiva ederler. Bu tip yünlerden yapılan halının ömrü hal-i ile kısa olur. Köylü bu tip iplerde kaliteden çok fiyatı arar.

B.   İp :

Yukarıda ip çekiminde kullanılan yün hakkında gerekli bilgileri vermiştik. Şimdi de çekim kalınlıkları hakkında bilgi vereceğiz. Günümüzde Milas üretiminde kullanılan havlık ipin kalınlığı Isparta deyiş tarzı ile 2.5 numara iptir. Uşak deyim tarzına göre de 40 gramlık ip tir havlık Milas ipi. Çözgüde ise bükümlü 25 gramlık  ( 4 numara ip ) 3 kat olarak büktürülerek kullanılır. Ara atkısı için de 40 gramlık  ( 2.5 numara ) ipin az bükümlüsü bakır rengine boyatılarak kullanılır.

C.   Boya :

1860 lar dan sonra süratle dünyaya yayılan Alman anilin boyalar el halısında da kök boya yapımını geriletmiştir. Eski halılarda %100 görülen kök boyalar göreceli olarak azalarak günümüzde çok dar bir alana sıkışmıştır. Çok nadir olarak günümüzde %100 kök boya halıya rastlanabilmektedir. Ancak büyük çoğunluk hazır iplerle anilin boyalar ile çile boyama tekniği ile boyanmakta ,zaman zaman yine çile boyama tekniği ile krom veya metal kompleks olarak boyanmaktadır. Son zamanlarda Milas harici yörelerde dokunan Milasların hemen hepsi de harman boyama tekniği ile krom boyalarla boyanmaktadır. Artık boyacı boyasına yörede rastlanmamaktadır. Bu iş kolu rantabıl olmaktan çıkmıştır. Beyaz ip alıp ta kendi ipini kendi boyayan pek çok köy de de karma boyama tekniği kullanılmaktadır. Boya kökü ile baz renk elde eden köylü kazana değişik renklerde toz boya katarak değişik renk armonileri elde etmektedir. Tüm renklerin kök boyalardan elde edildiği köy bulmak oldukça zordur. Yine de yörenin köylü kadınlarının kullandıklarını söyledikleri bitkilerden bir liste vererek konuyu tatlıya bağlayalım.

Kaynak :  Milas ticaret odası haber bülteni Ekim 1997 s.9

Kaynak :Türk halı sanatında Milas yöresi halılarının, önemi,gelişimi,örnekleri. Mehmet Özalın 1995 Üni. Bitirme ödevi   

Kaynak: Berna Sevinç,Milas camilerindeki Milas halıları konulu yüksek lisans tezi

Kırmızı: Boya kökünden elde ediliyor ( Rubia Tinctoria )

Sarı       :  Menengeç yaprağı, Piren ( Hypericum Empeterifolium )

Açık sarı : Menengeç yaprağı,boya ve çamur suyu

Yeşil :  Hayıt yaprağı

Siyaha çalan koyu yeşil : Hayıt yaprağı ve göktaşı

Kahverengi : Ceviz kabuğu,Yarpuz ( Mentha Puleglum )

Açık kahverengi: Ceviz kabuğunun ikinci suyu

Haki renkler : Meşe palamudu,Mazı,Cehri

Deve tüyü ve sıçan tüyü renkleri : Yarpuz ismi verilen yabani Naneden elde edilir.

Sarı : Hayıtın filiz ve yapraklarından elde edilir.

Mavi: Çivitten ve indigodan elde edilmektedir.

Bu listeyi uzatmak mümkündür. Biz burada işi ustalarına bırakıp okuyucuya sadece bu konu hakkında bir fikir vermek istediğimizi belirtelim.

Bilindiği gibi kırmızı,mavi ve sarı ana renklerdir bu renklerin karışımından sonsuz renk türevleri ortaya çıkar her ailenin kendine özgü boyama formülleri ve usulleri bulunmaktadır. Bu yüzden el dokuması ,kök boya halıların bir benzerini bulmak nerdeyse imkansızdır denilebilir.

D.   Desen :

Yörede desenler anadan kıza görme usulü ve dene yanıl ,düzelt metodu ile geçerler. Deseni kareli kağıda aktaracak kapasitede kişiye nadir rastlanır. Milas ismi altında toplanan 4 kategori halıdan 200 ün üstünde desenden söz etmek mümkündür. Bütün bu desenlerin bir arada olabilmesi için gerekli çalışmayı ayrı daha geniş bir çalışma olarak ele almak gerekir.

E.   İşçilik ve kalite :

Genelde 10 cm2 de eninde 25 boyunda da 35 Gördes tipi çift düğümün atıldığı tipik bir Yörük halısıdır. Bu tip halılar 25 x 35 = 87.500 düğüm /m2  kaliteleri ile yaklaşık olarak 20 ila  40 gün arasında bir seccade ebadındaki halıyı dokuyucu ustalığına ve hızına bağlı olarak bitirebilir. Şimdi bu varsayımı matematikle onaylayalım. Diyelim ki dokunan halı 120 cm en ve 180 cm boy ölçülerinde olsun. 25 x 35 kalite bir halının 1m2 sinde 87.500 düğümün olduğunu yukarıda belirtmiştik. Dokunan halının kaç m2 olduğunu halının  eni ve boyunu bir birleri ile çarparak 2.16 m2 olarak buluruz. Türkiye genelinde yukarıda belirttiğimiz sıklıkta bir halıya normal bir dokuyucu evdeki çalışma şartlarında günde 6000 düğüm atabilmektedir.Bu açıklamayı müteakip aşağıdaki formül daha anlaşılır olur. 120 x 180 = 2.16 x 87.500 = 189.000 : 6000 = 31.5 gün  de istediğimiz ebat ta bir halının dokunabileceği hesaplanmış olur. Konuyu daha iyi anlatabilmek için biraz daha açarsak.

Yukarıdaki formülde 120 cm eninde 180 cm boyunda klasik bir Milas seccadenin 2.16 m2 halı olduğu ve bu Milas halısının 1 m2 sinde 87.500 düğüm olduğundan hareketle seccadenin tamamında 187.500 düğümün olduğu görünmekte. Türkiye standardında normal bir köy evi dokuyucusunun günde 6000 düğüm attığı varsayılarak ,böyle bir dokuyucunun halıyı 31.5 günde bitireceği gerçeği ortaya koyulmuş oluyor. Dokuyucu usta ise süre daha da kısalacak,dokuyucu acemi ise süre daha da uzayacaktır. Bir seccade halının vasat bir dokuma hızı ile 30 günde bitirildiği var sayılırsa ( Bu süreye yünün hazırlanması, eğrilmesi, boyanması, yıkanması için harcanan zamanlar dahil değildir,sadece dokunması 30 gün zaman almaktadır.) ortaya çok garip bir görüntü çıkmaktadır. Günümüzde bir tarım işçisinin günlük yevmiye ücretinin 7$ olduğu göz önüne alınırsa ve bir halı dokuyucusunun bir tarım işçisine nazaran daha nitelikli bir konumda olması gerektiği bir realite ise, bakalım halı işçisinin eline geçen para adil midir ?

Bir seccade için 30 günlük süre gerektiğine göre  30 X 7 = 210 $  ücret alması gereken halı dokuyucusu , bu amele ücretleri ile hesaplanan meblağı hayal bile edememektedir. Günümüzde fakir ülkelerin korkunç rekabetleri yüzünden dünya pazarlarında halının saygın bir yeri kalmadığı için ,halılar olması gereken değeri etmiyor artık. Peki bu para geçmiyorsa dokuyucunu  eline ne kadar geçiyor? Onu da hesap edelim. Günümüzde vasat kalitede bir ihraç malı seccadenin tamamının Milas pazarındaki değeri 60 $ olduğu göz önüne alınırsa, ve bir seccadede 10 kg lık ipin kullanıldığı hesaba katılırsa ve 1kg ipin rayiç fiyatının boyalı olarak 2 $ olduğunu düşünürsek, hesap ortaya çıkar. Halının pazardaki rayiç fiyatı olan 60$ ,bundan 10 kilo ipin parası olan 20 $ düşülürse geriye dokuyucunun eline 40$ kalmaktadır. Bu para onun 30 günlük emeğinin karşılığıdır. Aynı sürede tarım işçisinin eline 210 $ geçtiğine göre,bir halı dokuyucusunun değerinin sadece dokuma işçiliği  ile kıyasladığında 1/5 olduğu ortaya çıkmaktadır. Yüne verdiği emek,eğirmeye verilen emek,boyamaya verilen emek, tezgah kurmaya, çözgü çözmeye verilen emeklerde de göz önüne alınırsa bu oran 1/10 a kadar düşer. YANİ KISACA ,BİR HALI DOKUYUCUSUNUN GÜNÜMÜZDE EDER DEĞERİ ,BİR TARIM İŞÇİSİNİN ONDA BİRİ OLUYOR. BU MANZARA KARŞISINDA YURDUMUZDA EL HALICILIĞININ ŞANSI NE KADAR DIR DİYE SORGULAMANIN ZAMANI GELDİ DE GEÇİYOR ARTIK.

Ayda eline 40 $  veya günde 40 : 30 = 1.43 $ geçen sanatkarın sanatına elbette saygı duyulmaz. Halı dokuma sanatı herkes tarafından becerilemeyen önemli bir sanat dalıdır. Gelişmiş ülkelerde böyle bir sanatkarın aylık ücretinin binlerce doları bulduğu düşünülürse ,işin zavallılığı bir kez daha ortaya çıkar. Bu muhteşem sanat dalı günümüzde değerini bulamadığı için kaybolmaya mahkumdur. Sanatçı eline geçen günlük yevmiye ile bir Amerikan hamburgeri bile alamadığına göre,açlıktan ölmemesi mucize olur. Tabii bu işin şaka kısmı. BİZİMKİLER BULGUR YER ÖLMEMEYE ÇALIŞIRLAR. BATSIN BU DÜNYA DER,ARABESK TÜRKÜLER İLE TESELLİ BULURLAR.

LANET OLSUN,BÖYLE ZAVALLIMI OLACAKTI BU İŞİN SONU? DEMEK BİLE GELMİYOR İÇİMDEN. HALICILIK VAKFI BAŞKANLIĞI YAPTIĞIM SIRADA TÜRK HALICILIĞININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İSİMLİ BİR ESER HAZIRLAYIP ZAMANIN HÜKÜMET YETKİLİLERİNE SUNMUŞTUM. NE SEKTÖRDEN NE DE HÜKÜMETTEN BİR YANIT GELDİ. ANCAK BEKLENEN YANIT YAŞAMIN VE İKTİSADİ HAYATIN REALİTESİ OLARAK GÜNLÜK DOKUMA ÜCRETİNİN BİR HAMBURGER FİYATININ ALTINA DÜŞMESİ OLARAK GELDİ. ÖNLEMLER ALINMAZSA BU ÜCRETE ÇALIŞACAK İNSAN BULUNAMAYACAK. ÇARELERİN HENÜZ BİTMEDİĞİNİ DE BURADA İFADE ETMEKTE YARAR VAR.  

Sayfa 11

 
 
 

 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz