Erdoğan ILDIZ    Aydınlık Gazetesi - Makale İletişimİletişim
 
 

 Giriş  Yayınlar Genel Açıklama Sayfası
  Mesleki 
 
  Felsefi
  Hikaye
  Şiir

 Gücün Kaynağı
Sayfalar
1 2 3 4 5
6 7 8 9 10
11

 

 

 

Değerli gönül dostları, biliyorsunuz sayısız fedakar arkadaşımız mesaj iletmek görevi ile çeşitli gezegenlere gidip ora halkına yararlı hizmetler verip onların evrimlerine katkıda bulunuyorlar. Kapasiteleri doğrultusunda başarı elde ettikleri gibi, kendi şahıslarının evrimine de olanak yaratıyorlar. Bilindiği gibi baş kurmaylık için her 10 senede bir, diğer kurmaylıklar içinse her 5 senede bir seçim gerekiyor. Ölçüm merkezinde yapılan bu işlemler, adaylar arasında kim tuğlalarını daha çok geliştirmişse, onun seçimi ile sonuçlanıyor, neticede bu bir bilgi yarışıdır ve tüm kurmaylıklardaki tüm pozisyonlar herkese açıktır. Bu salonu dolduranlar arasında çok değerli görevler üstlenmiş arkadaşlarımız mevcuttur, ancak delta gezegeninde Meryem arkadaşımızın başardığı konu evrende pek çok gezegende yaşadığımız tıkanıklığı çözecek önemli bir konudur. Bu konu aşılınca, yaşam mana kazandığı gibi ruhsal alem de boyut kazanmakta,evrimin manası ortaya çıkmaktadır.

Meryem delta gezegeninde evrimi hızlandırmak için ne yapmıştır?

Cevap çok basit, Meryem önüne gelene şu soruyu sormuştur:

Kadının cenneti nasıl bir yer tarif eder misiniz?

Meryem delta gezegeninde vücut bulduğu zaman, küçük yaşlarda garip bir durumun gezegen inançları arasında olduğunu görmüştür. Oda şudur:

Çocuğu doğuran ana, büyüten terbiye eden ana, ilk eğitimleri veren ana, ama iş cennetin tarifine geldi mi ana oluyor huri, garip bir yaklaşım. Cennet hep erkeğe göre tarif edilmiş, garip bir cennet. Nasıl bir cennet? Yeşillikler içinde ırmaklar akıyor, huri kızları her türlü servisi yapıyor. Huriler bizim anamız, bacımız, karımızsa yandık, öğrendiğimiz tüm ahlak kuralları güme gitti demektir. Diğer yandan kadınların da erkek hurilerden servis almaya hakları var. Yoksa adalet olmaz. Bir diğer gariplikte cennetin tembellerin toplandığı bir yer olarak tarif edilmesi. Herkes yatıyor, yaşamında elde edemediği her şey önüne geliyor, çaba uğraş yok. Kainattaki zaman dilimlerine bakıldığında, 70 yaş saniye bile değildir. Yani ufacık bir yaşam sürüp ilelebet bir parazit gibi yan gelip yatacaksın, kainatta yapılacak onca şey dururken sen hazırdan yiyeceksin, erken emeklilik gibi bir şey. Beş yıl çalıştım 100 yıl yan gelip yatacağım demek oluyor.

Meryem kadınlara böyle bir cennetin olamayacağından bahsetmiş, gerçek cenneti bulmanın yolu olarak da zihinsel gelişmenin tek çare olduğunu anlatmıştır.

Gözlerindeki perde, kafalarındaki sis kalkan kadınlar yetiştirdikleri çocuklara da sonsuz evrim cennetini anlatmaya başlayınca delta gezegeninin motivasyonu artmış, evrim 100 misli gelişmiştir. Eski inançları hem yaşadıkları gezgende hem de ahrette kişileri pasivize ederken, yeni inançla, kişiler her yaptıklarını planlar, benliklerindeki tuğla miktarını artırmak için var güçleri ile gayret eder olmuşlardır. Yaşamlar bir mana kazanmıştır. Tüm yaşamın iki türlü meyve verdiğini idrak etmeye başlamaları onları bencillikten kurtarmış esas mirasın farkına vardırmıştır. Yaşamın ilk meyvesi, kendi benliklerine ekledikleri tuğlalarla bir sonraki hayat buluşta üst evrimlere ulaşacakları inancının verdiği gayret, ikinci meyvesinin ise,kendi benliklerinde elde ettikleri evrimin genlerinde depolanan bilgiler yolu ile, kendinden sonraki kuşaklara aktarılacağı  inancının verdiği mutluluktur. Önceleri benden sonra tufan diyen deltalılar, hem kendilerini hem çocuklarını daha iyi yetiştirir olmuşlar,para hırsı ve maddecilik geri plana itilmiş,bilgiye ulaşım, kendini ve toplumu yetiştirme daha ön plana çıkmıştır.

Zeus tüm bunları anlattıktan sonra Meryem’ i kürsüye davet etti, kendisini tebrik ederek, yaptığı bu hizmetten dolayı eşlerin evriminden sorumlu kurmaylıkta görevle ödüllendirilmesinin kurmaylar kurulunda kararlaştırıldığını,şayet edilen teklifi kabul ederse memnun kalacaklarını söyledi ve kürsüyü Meryem’ e bıraktı.

Meryem, Zeus ve tüm kurmaylara teşekkür ederek söze başladı. Bilindiği gibi evrim çok uzun bir süreçtir. Mikroorganizmadan başlayıp enerjinin kaynağına uzanan evrimde, yolun kilometre taşları içinde en belirgin konumları vurgularsak, bunlar;

1-İnsan bedenine ulaşmak

2-Bilge insan olmak

3-Mesajcı olmak

4-Kurmaylıkta görev almak

5-Kurmay olmak

6-Baş kurmay olmak

Diye özetleyeceğimiz konumlardır, bu evrimlerle ana belleğe en yakın konumlara gelip, o ilimden, en yüksek bağlanma yolu ile beslenebilmektir. Ana belleğe yaklaştıkça kanallarımız daha çok açıldığı için, bilgiden alınan haz da o oranda artmaktadır. Şu an bana evrimimin çok önemli bir kilometre taşı teklif edilmektedir. Bu görevi büyük bir memnuniyetle kabul ettiğimi belirtmek isterim. Yeni görevimde de en üstün başarıları yakalamak için elimden gelen gayreti sarf edeceğimden emin olabilirsiniz. Aranızda görev almak, sizlerin deneyimlerinden faydalanmak beni mutlu edecektir. Diyerek sözlerini bitirdi.

Romeo gördüğü sahnelerden çok etkilenmişti. Şimdi Juliet’ i daha iyi anlıyordu, muhakkak zor bir görev almalıydı ve vereceği mücadele ile kendini iyice bileyerek evrim yolundaki mücadelesini hızlandırmalıydı.

Seremoni salonundan çıkıp ana belleğin diğer kısımlarını ziyarete başladılar. Manzara çok etkileyiciydi. Ana bellek ortada ve etrafı da çeşitli kurmaylıkların ana belleğe bağlanma organları tarafından kuşatılmış bulunuyordu. Ana bellek sonsuza açılmış bir pencere gibi, bakanda sonsuzluk hissi bırakıyordu. Onun her an büyüdüğünü geliştiğini hissetmemek imkansızdı, her geçen saniye evrende yapılan keşiflerin ana belleğe verdiği mutluluğu paylaşmak, evrenin evrimini izlemek inanılmaz keyifli bir duyguydu. Ana bellek etrafındaki kurmaylıklar çok yoğun bir çalışma içindeydi,hem evrenin her köşesindeki mesajcılara ana bellekten servis veriyorlar hem de ana belleği ziyaret edip ana bellekten beslenme talebinde bulunanlara ziyaretçinin kapasitesi oranında beslenebilmesi için servis veriyorlardı. Ziyaretçinin kapasitesi oranında beslenmesi önemli bir olguydu, çünkü kapasitesine göre bilgi akmazsa, ziyaretçi zarar görebilirdi. Ayni yüksek gerilim hattına bağlanan bir transistorlu radyonun durumuna düşmek gibi olurdu. Bilginin faydalı olması ve ziyaretçi tarafından iyi sindirilmesi için kurmaylıklar canla başla çalışıyorlardı. Kurmaylıkların dışındaki halka bu tür ziyaretçilerle doluydu. Ana belleğe gelen ziyaretçilerin bulunduğu, kurmaylıkların önünde bulunan halka şeklindeki çepeçevre salonlardan bir dış halkaya geçildiğinde intikal merkezine geliniyordu. Burası yeni göreve tayini çıkanların, görev mahalline intikal etmesini gerçekleştiriyordu. Bu bölüme, yine bu bölümü saran daire şeklindeki yeni hayata  hazırlama merkezinden geçiliyordu. Tüm olay ana bellek etrafında yapılaşmış iç içe halkalar şeklindeydi. Yeni hayata hazırlama bölümünden tayini olgunlaştırma merkezine, oradan da ölçüm merkezine geçilmekteydi, istirahat haneler dıştan 2. halkada, en dış halkada ise resepsiyonlar bulunmaktaydı. Sonuç olarak yapılaşma iç içe oluşan 9 halkadan meydana gelmekteydi. Romeo ve Juliet bu halkalardan ana bellek bölümünün ziyaretçileri arasında dolaşıyorlar, kurmaylıkların  ziyaretçilere verdikleri hizmet hakkında bilgi alıyorlardı.

Kalabalık içinde Romeo tanıdık bir simaya rastladı. Dünyada bir başka evrimde hayat buluşunda rastlamıştı ona ve konuştuklarından hiçbir şey anlamamıştı o zamanlar, şimdi ne demek istediğini daha iyi anlıyordu. O evrimde onlar iyi iki dosttu ve dostluklarının temel noktası beraber satranç oynamaya dayanıyordu, o zamanlar Romeo ülkenin en iyi satranç oyuncuları arasındaydı, filozof yapılı biri olan Mansour da satranç hastasıydı bu yüzden iyi bir dostluk oluşturmuşlardı. Mansour’ un düşünceleri pek çok kişiye ters geliyordu o zamanlar. Nitekim ettiği bir çift söz yüzümden toplum tarafından param parça edilerek öldürülmüştü. Öldürülmesine neden olan söz, “ en el hak” sözleriydi. Toplum bu sözün gerçek anlamını bilememişti. Mansour yaradan benim içimde, ben yaratanın bir parçasıyım demek isterken. Toplum bu adam  “ ben Allah’ ım” diyor, diye yorumlamış ve Mansour’ u paramparça etmişti. Juliet bu hikayeden çok etkilenmişti, Romeo’ dan Mansour ile tanıştırmasını istedi.

- Romeo, hey Mansour, kıymetli dostum diye, bağırdı.

- Adam döndü ve anında yüzünde bir gülümseme belirdi ve sıcak bir ifadeyle, merhaba benim satranç dostum, diyiverdi.

Sana eşim Juliet’ i tanıştırayım, hikayeni  anlattım, çok etkilendi. Anlat bakalım ne yapıyorsun, nerelerdesin?

Bu aralar Galaktika ‘daki evrimimi tamamlamakla uğraşıyorum. Ya sen ne alemlerdesin?

Ben de işler yolunda giderse marsa tayinimi isteyeceğim, ancak Juliet Galaktika yoluna tayinini istemeyi planlıyor. Tanışmanız iyi bir tesadüf oldu.

Juliet söze girerek Mansour’ a sordu.

Galaktika’ da dikkat etmem gereken en önemli konu nedir sizce? Biraz söz eder misiniz?

Mansour ağır ağır soruyu yanıtladı, bence en önemli konu Galaktika’ da, genel evrimin hızına ayak uydurabilmektir. Sistemin toplum üzerimde büyük baskısı vardır, ayak uyduramayanlar eğitim kamplarında yoğun eğitime tabii tutulmaktadırlar, bunun doğruluğu tartışılabilir, ben dünyadayken tam tersi bir durum vardı, cahilin cahil kalması için feodalite gayret gösteriyor, ilim sahipleri eziyet görüyordu, beni de bu yüzden parçaladılar zaten. Dünyada öğrenmeme özgürlüğü almış başını gitmişti. Galaktika’ da ise tam tersi, öğrenmeme özgürlüğü yok denebilir. Ancak bizim gibi bilgiye aç olanlar genellikle bu gezegeni tercih ettiklerinden bu durum bizler için bir sorun değil. Ancak orayı tercih edipte bilgiye susamamışların vay haline, yaşamları ızdırap olabilir.

Mansour sözlerini bitirdikten sonra Romeo’ ya dönerek sordu. Neden Mars’ a gitmek istiyorsun? Dünyadaki evrimini yeterli görmüyor musun? Dünyadan sonra Mars senin için oldukça sıkıntılı olmayacak mı?

Romeo biraz mahcup fakat kararlı bir ifadeyle anlatmaya başladı. Biliyorsun dünyada birlikte olduğumuz zaman dosttuk ama tuğla farkımız  oldukça fazlaydı, daha sonraki beden buluşlarımda da bu farkı gideremedim, şimdi lider olabileceğim, yoğun basınç altında kalabileceğim, vereceğim mücadelelerle evrimimi hızlandıracağım, bir yere gitmek istiyorum, bunu en ideal olarak yapabileceğim yer olarak Juliet’ le beraber Mars diye karar kıldık.

Mansour yanıtladı, çok hızlı bir evrimle tuğlarla farkını kapatmak istiyorsan fikrinize katılıyorum. Gazan mübarek olsun. Azimliysen ne kadar çok sıkıntı çekersen ve çekilen sıkıntıları bertaraf etmek için o kadar çok uğraşırsan beyninin evrimi o ölçüde hızlı olacaktır. Yeter ki, zorluklar karşısında geri çekilme. Çarelerin sonsuz olduğunu aklından çıkarma.

Romeo tavsiye için teşekkürlerini belirtirken aklını kurcalayan soruyu da ihmal etmedi.

Şimdi ana bellekteki seremoni salonundan geliyoruz. Meryem’ in kurmaylığa tayin töreni vardı, senin yaptıklarını göz önüne alınca, böyle bir ödülü senin de hak etmiş olman gerekirdi, seni bu ödülden geri koyan ne oldu?

Mansour bu soruyu tebessümle karşıladı, sakin fakat çok kararlı bir ifade ile yanıt verdi.

    Sayfa 4

 
 
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
 


 

© Erdoğan ILDIZ, Her hakkı saklıdır, yazılı izin olmadan çoğaltılamaz ve dağıtılamaz