GEL KİTABI III. BÖLÜM

MADDE 12. MÜZİK

Haz alabilmek için önce şekillendirdik olayı, sonra renklendirdik ancak bu da yetmedi. Bir eksiklik var. Bir şey daha gerekli olayın tamamlanması için. Nedir acaba diye düşünürken, birden fark ediyoruz, müzik yok olayda, ses yok, ruh yok. İşte müziğin önemi böyle çıkıyor önümüze. Hazzı ararken müzikten de epeyi konuşmak gerekecek.

Müzik denilince, ilk anda değişik istikametlere yol almamak için, biraz açalım ne kastettiğimizi. En yakınınızı düşünün. Onun şeklini, rengini ve onun müziğini. İşte burada onun rengini derken de, onun müziğini derken de, onun sizde bıraktığı izlenimden, onun tavrından, onun ruhundan, onun tarzından söz ediyoruz. Her kişinin kişiliğinin bir rengi, bir müziği vardır. Kişi çok yakın tanıdığımızdır. Kişinin rengini, müziğini kabullenmişizdir. Bir gün aynı kişiye rastlarız, hemen havasındaki değişiklik göze çarpar. Örneğin kişide müzik ölmüş, renk değişmiş, şekil değişmiştir. İşte burada müzikten anladığımız budur.

Bu durum eşya için de böyledir. Çok sevdiğimiz bir gömleğimiz vardır. Her giyişte haz aldığımız bu gömleğe bir gün elimiz gitmez, giymek istemeyiz farkında olmadan. Artık kullanmak istemediğimiz bu gömleği neden istemediğimizi bir gün sorarız kendimize apansız. Cevap çok yalın gelir kendimizden. Bir şey olmuştur gömleğe. Havası kaçmıştır, duruşu değişmiş, müzik ölmüştür. İstemeyiz artık o gömleği.

Gömlek misalinde olduğu gibi her eşyanın da kendine göre bir havası vardır. İşte bütün bunları müzik adı altında toplayıp, müzik konusunu konuşurken bu açılımların tümüne birden hitap edeceğiz. Hayatın binlerce gerçeğini 15 noktaya indirgemenin başka yolu da yok zaten. Kitabın içerdiği 15 noktadan biri olan müzik konusu da bunun için bu denli önemli. Müzik olayında ruh gizli, tavır gizli.

Müzik bir ölçüdür. Bu anlamda ifade gücü çok yüksek ve kesin bir olgudur. Notalar arasındaki şartlar, notalardan birbirine geçişler, geçiş hızları, vurgunun kuvveti, tüm bu ölçülerin varyasyonları renk olayında olduğu gibi insana sonsuz açılımlar ve sonsuz güzellikler verir.

Hayatımızdaki seslere ve bunların üzerimizdeki etkilerine bir göz atalım.

Doğmadan önce anamızın karnında seslerle tanışıyoruz, hayatın ilk algıladığımız unsurlarından biri oluyor. Görmeden, işitmeye başlıyoruz. Doğunca da ilk yaptığımız şey ses çıkarmak. Ağlıyoruz ve " merhaba "diyoruz hayata. Annemizin ninnileri ile büyüyoruz. Şevkatin seslerdeki tonunu öğreniyoruz ondaki sıcaklıkta. Babadan otoritenin ses tonunu algılıyoruz. Kuşların cıvıltısındaki müziği, trafik gürültüsündeki dehşeti yaşıyoruz. Büyüdükçe seslilik veya sessizliğin önümüze ne gibi imkanları açtığını öğreniyoruz.

Arkadaşımıza kızıyoruz. Konuşmuyoruz onunla, sessizliğin cezalandırmak anlamına geldiğini öğreniyoruz. Bazen sessizliğin sesinden irkilip dehşete düşüyoruz. Bazen sessizlik bize huzur veriyor. Çirkin seslerle, güzel seslerle tanışıyoruz. Bazı kişiler felsefelerini ses konusu üzerinde toplayıp şöyle ifade edebiliyorlar. " Kadın sesi, su ses, para sesi " en güzel seslere örnek olabiliyor.

Bilim sesi silah olarak kullanabiliyor. Ses hızı bir ölçü oluyor teknoloji için. Dinlerle özdeşleşiyor bazı sesler, çan sesi, ezan sesi gibi. Horultu, gürültü, konçerto, pop, jazz derken ses hayatımızın bir parçası oluyor. Üstüne üstlük bir de içimizdeki sesi keşfediyoruz. İşte o zaman senfoni başlıyor. Dışımızdaki sesleri ve içimizdeki sesi tatmin etmeliyiz. Bize huzur, haz veren bir şekle gelmeliler. İşte burada iç ve dış müzik konsepti oluşuyor. Bunları dengelemek gerek huzura kavuşmak için. Dış dünyadaki sesler dengelenmediği zaman, ölçüsü kaçtığı zaman nasıl gürültüye dönüşüyorsa, zaman zaman insanın iç dünyasında da gürültü kopar, sarsılır insan. Dengelemek tekrar huzura kavuşmak epeyi zaman alır.

Marifet hem dış dünyada hem iç dünyada uyumsuz olan sesleri müziğe dönüştürebilmektedir. Ne yazık ki dünya süratle korkunç boyutlarda ses kirliliğine doğru gitmekte ve bu kirlilik hem iç, hem de dış dünyamızda feci yaralar açmaktadır. Konunun önemini böylece vurguladıktan sonra, hedef kendiliğinden ortaya çıkıyor. Haz almak istiyorsak hayattan, sesleri müzik haline getireceğiz, kirletmeyeceğiz çevremizi ve içimizi. Müziğin önemini daima hatırlayıp canlı tutmaya çalışacağız müziğimizin temposunu. Sesimizde müzik olacak. Tarzımız belirginleşecek, zaman zaman tavrımızı değiştirsek de insanlara karşı, sevgi ile tekrar diyaloğu arttırıp müziğimizi yakalamalıyız. Konuşmamak çözüm değil. Konuşmak, ses vermek, bu sesi ahenge, müziğe çevirmek hayatın başlıca gayesi olmalı. Sesler kesilince hayat zaten bitiyor. Karanlıkta rengin olmadığı yerde, müzikte olmuyor. Ölüm hem sessiz hem karanlık.

Müzikte büyük ustalar, içlerindeki ruh hallerini notaya dökebilmişlerdir. Bunu biz konuşmalarımızla sağlıyoruz. Sesimizdeki şiddet, sevgi, şevkat, hiddet iç dünyamızın hislerimizin ifadesidir. Bu tonların itici ve çekici tarafları vardır. Bütün ustalık da tüm çıkarılan sesleri çekici kılmaktan geçiyor. Bunun cazibesi, çağrım gücü hiçbir şeyle kıyas edilemez.

Görüntümüz iç dünyamız, ruh halimiz, dışarıya yansıyan tavrımız, tavrın sesle ifadesi, ifadelerin müziğe dönüşmesi ve haz için müzik. Geldik tekrar mevzumuza.

Şimdi tüm bu anlatılanları bir toparlayalım. Adama rastlıyorsun müzik değişmiş, renk değişmiş, haliyle şekil de değişmiş. Bu anahtarımız olacak ve olayı şöyle formüle edeceğiz.

Hazzın anahtarını devamlı cebimizde taşımak istiyorsak, bu işleyişi daima aklımızda tutmamız gerekir. Haz almak için olayı şekillendirdik kafamızda, bunu hayata geçirdik. Renk verdik, müziğe ruhu ekledik. Eserimize bakıp haz alıyoruz. Ancak bir süre sonra bu durum yine monotonlaşacak, haz almayacağız bunca emekle meydana getirdiğimiz şeyden. İşte incelik burada. Sonsuz hazzın anahtarı burada. Haz almaz olursak artık durumumuzdan daima yeni şekiller, yeni renkler, yeni müzikler arayacağız kendimize. Yaratma seçeneğinin sonsuzluğu karşısında, tıkanma korkusu olmadan.

İşte size basit ancak çok önemli bir anahtar daha. Belki bir gün sıkıldığınızda lazım olur. 1. Yeni şekiller 2. Yeni renkler 3. Yeni müzikler.

Ve yenilik arayışı hiç bitmeyecek.

 

| Giriş | Geri | İleri | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
| Önsöz | Bölümler | Biografi |